Vapur
İstanbul'da en keyif aldığım ve Hollanda'ya geldiğimden beri İstanbul'la ilgili en çok özlemini duyduğum şey şehir hatları vapuruyla boğazda seyahat etmek. Bu yüzden İstanbul'a her geldiğimde muhakkak yolumu bir vapur seyahatine düşürüyorum.
Boğazın ortası İstanbul'un en muhteşem manzarasına sahip, en sessiz ve sakin yeri olabilir. Vapurun da dinginleştiren, yavaşlatan doğası, şehrin koşturmacasında bir mola ve huzur noktası gibi geliyor.
Uzun yıllar önce, Kabataş'taki işime Üsküdar'dan vapura binerek giderdim ve her seferinde "sabah işine boğaz geçerek gitmek ne saadet" diye mutlu olurdum. Öncesinde 1 saatlik gürültülü, sarsıcı ve yorucu Kartal - Üsküdar "Ikarus" seyahatime rağmen.
Yine uzun yıllar önce bir Beşiktaş - Kadıköy vapur seferinde, terasta ılık bir akşam güneşinde otururken, terasa gelen bir müzik grubunun mini konseriyle adeta kendimden geçip başka alemlere gitmiştim, bu anı hiç unutamıyorum. Yaşamanın özünü hissettiğimi sandığım nadir anlardan birinin vapurda geçmesi benim için şaşırtıcı değil. Çünkü vapur böyle bir şey.
İstanbul'daki dostlarıma, bir nebze nefes almak, İstanbul'un ruhunu hissetmek ve kendinizi rahatlatmak için, yolunuzu bir miktar uzatmak pahasına da olsa, sık sık vapura binmelerini tavsiye ediyorum. Vapurdayken bana fotoğraf göndermeyi de unutmayın.