Danimarka
10 günlük Danimarka gezimizden notlar

Kuzey Avrupa ülkelerini görmeyi hep istemişimdir. Hem ekonomik hem sosyal değerlendirmelerde hep en üst sıralarda görülen bu ülkelerdeki hayatı ve bölgenin coğrafyasını merak ediyorum. Ancak 8 senedir Hollanda'da olmamıza rağmen "biraz güneş görelim" motivasyonuyla tatil imkanlarımızı hep güneye doğru kullandık. Artık Hollanda iklimine yeterince alışmış olmalıyız ki, bu yaz kuzey ülkelerinden en yakın olanına, Danimarka'ya gitmeye karar verdik.
Danimarka yüzölçümü olarak küçük bir ülke ancak tek ziyaretti tamamını görmek biraz zormuş. Birden fazla yerde konaklama fikri bize yorucu geldiği için seçimimizi Kopenhag'a yakın bir yerden yana kullandık ve Roskilde yakınında bir AirBnb evi kiraladık. Planımız buradan araba ile günübirlik gezilerle ulaşabileceğimiz kadar geniş bir alanı gezmekti. Kesin olarak planladığımız tek yer ise Billund'daki Lego House'du. Lego oğlumuz Ali Barış'ın en büyük hobisi. Lego House benim de ilgimi çektiği için ikimiz için bilet aldık. Billund Roskilde'ye 1.5 saat mesafede. Düşüncemiz bir gün sabahtan Billund'a gidip, akşam tekrar Roskilde'ye dönmekti.
Ancak planlarımızı değiştiren ilk sürprizi daha ilk gün Roskilde'ye giderken yaşadık.

Almanya sınırından giriş yaptığımız yolda, Odense üzerinden Roskilde'ye giderken "Büyük Kemer" dedikleri, yaklaşık 7km uzunluğundaki bir köprüden geçtik. Köprü gerçekten etkileyiciydi. Denizin üzerinde uzunca bir süre yol alırken, bu kadar büyük ve güzel bir köprüyü hiç para vermeden geçiyor olmamız konusunda Danimarka'ya övgüler diziyorduk ki...
Meğerse gişeler diğer taraftaymış. €35 ödedik. Ve sonra öğrendik ki iki yönde de ücret alınıyor. Dolayısıyla Odense tarafına yapacağımız her gezi bize en az €70'ya malolacaktı. Odense'i plandan çıkardık, gezinin ortasına aldığımız Billund ziyaretini de dönüş yoluna aldık.
"Danimarka'nın pahalılığı" konusundaki ilk tecrübemiz bu köprü oldu. Ancak daha sonra her gün pahalılık konusuna şaşırmadan edemedik. Avrupa ortalamasına göre hayatın nispeten pahalı sayıldığı Hollanda'dan gelen biri olarak bile fiyatlar bize aşırı pahalı geldi. Toplu taşıma, otopark, gıda, cafe/restoran, hemen her şey Hollanda'ya göre çok daha pahalıydı. Çok ayrıntılı araştırmadım ama, Danimarka'lılar çok iyi kazanıyor olsa gerek diye düşündük.
Roskilde
Roskilde'yi AirBnb'de Kopenhag'a yakın kalacak yer ararken şans eseri seçmiş olduk ancak gezimizde çok güzel bir seçim yaptığımızı fark ettik. Roskilde Danimarka krallığının başkenti ve Danimarka'lıların tarihi köklerini oluşturan Vikinglerin de yoğun yaşadığı bir bölge. Bu yüzden Danimarka tarihiyle ilgili önemli bir şehir.
Aslında Roskilde'ye yakın Lejre adında küçük bir kasabada kaldık. Burası Roskilde'ye arabayla 10 dk mesafede, tarlaların arasında küçük bir yerleşim. Aslında tren istasyonu da var ve Roskilde'ye (ve oradan da Kopenhag'a) trenle gitmek de güzel bir seçenekti ancak 4 kişi için tren ücretleri oldukça yüksek çıktığı için hiç bu yöntemi denemedik. Kuzey Avrupa ülkelerinde toplu taşımanın çok uygun olduğu konusunda bir önyargım vardı ancak Danimarka bunu kırdı (belki diğerlerinde öyledir).
Roskilde Katedrali yüzlerce yıldır kralların defnedildiği yer olma özelliğini koruyor. Hatta mevcut kraliçe için mozole bile hazırlanmış. Çok ilginç geldi bana.







Roskilde Katedrali ve içindeki kraliyet mezarları. Pasta gibi görünen şey mevcut kraliçenin mozolesini -şimdilik- örten ve insanların oturmasına imkan veren geçici ahşap bir yapı
Viking'ler çok ilgi çekici bir kültür. Ve bu kültüre dair bilgi almak için Roskilde'de deniz kıyısında bulunan Viking Müzesi oldukça güzeldi. Yakın zamanda müzenin hemen yakınında su altında keşfedilip çıkarılan 5 viking gemisinin kalıntıları ve viking kültürüne ait eşya ve bilgilerin paylaşıldığı müze ziyaret etmeye değerdi.






Roskilde Viking Müzesi
Kopenhag
Kopenhag'ı çok sevdim. Metro ile ulaşımı kolay, deniz kıyısında yürüyüş yapabilecek çok güzel alanları var, parkı bahçesi bol, tarihi dokusu korunmuş, yemek imkanları geniş ve çeşitli, capcanlı bir şehir. Biz bol bol yürüdük.







Malmö (Bonus)
Malmö İsveç'in bir şehri ama kaldığımız yerden karayoluyla 1.5 saat kadar bir mesafede olunca ve yeterince vaktimiz de olunca, bir gün de Malmö'ye geçelim dedik. Kopenhag ve Malmö arasında, yarısı deniz altından tünelle, diğer yarısı da üstünden uzunca bir köprü ile geçebileceğiniz bir yol var. Bu tünel ve köprüler de oldukça etkileyiciydi ancak aynı zamanda Avrupa'nın en pahalı köprüsüymüş. Tek yön €70 olmak üzere bu günübirlik ziyaret için sadece köprü geçişine €140 ödemiş olduk. Bu da bir "tecrübe" diyerek avunduk.
Malmö, Kopenhag kadar sarmadı bizi açıkçası. Aracımızı park edecek yer bulmakta zorlandık. Ulaştığımızda yağmur vardı. Şehir kütüphanesinde biraz vakit geçirdik, çocuk kitapları bölümüne baktık. Kütüphane ve cafesi güzeldi. Yine bol yürüyüşle sahil kesiminde gezindik, bir şeyler yiyip döndük.







Billund
Billund, "Lego Şehri" denebilecek küçük ama buna rağmen çok popüler bir şehir. Popülerliği Legoland ve Lego House başta olmak üzere bazı eğlence parklarının burada olmasından kaynaklanıyor. Lego'nun ilk fabrikası ve Billund'da olduğu için, firma burada 2 büyük merkez açmış ve bu sayede hala şehre her yıl bolca turist akmasına imkan sağlamış.
Biz eğlence parklarını pek sevmediğimiz için Lego House'a bilet aldık ve bu kararımızdan çok memnun kaldık. Lego House'da sabahtan akşama kadar sıkılmadan vakit geçirdik. Burası Lego sevenler için cennet gibi. Hem harika Lego'lar görebilmek, hem de bir çok farklı konseptte legolar yapmak için çok güzel bir ortam oluşturmuşlar. Hem ben hem Ali Barış, çok eğlendik.









Lego House
Ancak Billund şehrinde gezip görülecek bir şey yok. O yüzden Lego House'a gelmeyen eşim ve kardeşi de bizi beklerken Vejle şehrine gitmişler ve burada bir ormanda geyiklerle baya yakınlaşmışlar.





Vejle
Billund'da akşam üzerine kadar kalıp dönüş yoluna geçtik. Danimarka'ya giderken yaptığımız gibi Hamburg yakınlarında konaklayıp ertesi gün Eindhoven'a ulaştık.
10 günlük bu seyahat genelde spontane ilerlemesine rağmen dolu dolu ve eğlenceli geçti. Ama maliyetleri optimize etmek ve yoldan kazanç açısından, Danimarka'nın daha planlı bir gezi gerektirdiğini söyleyebilirim. Köprü masrafları, feribot seçenekleri, tren seferleri vs konusu daha ayrıntılı olarak araştırılsa, belki daha geniş bir alan daha uyguna görülebilirdi, bilemiyorum.
Ama biz Danimarka'yı tekrar ziyaret edersek arabayla gelmeyiz diye karara bağladık. Tekrar ziyaret etmek ister miyiz konusu ise biraz şüpheli. 😊